50
Şehidim...
Bu mektubu, 3 sene önce, güle oynaya geçirdiğimiz günden, düğünümü-
zün olduğu yerden yazıyorum...
Ne de güzel anılar biriktirmişiz, hepsi gözümde canlanıyor...
Canlanıyor da, içim daha çok acıyor.
Şimdi hep eksik kalacağız, senden uzakta, sensiz...
Ben 15 Temmuz gecesinde takılı kaldım Şehidim...
Ne bir gün ileri, ne bir gün geri... Ben hep o gecedeyim...
Bizi ayıran, sana şehadeti tattıran o gecede.
İnan, gurur duyuyorum seninle Şehidim! Sakın ağlamalarımızı,
gözyaşlarımızı yanlış anlama. Hepsi seni özlediğimizden.
Sen en büyüktün, kardeşlerine hep yol gösterirdin...
Örnek olandın, akıl verendin ve yine örnek oldun, cesaretinle ve yiğitliğinle.
Biliyor musun, Şehit olamadık diye üzülen o kadar çok insan tanıdık ki,
her seferinde biraz daha göğsümüz kabardı...
Şanslısın Şehidim... Her yiğide nasip olmuyor bu makam.
Her gece uykuya daldığımda aynı rüyayı görüyor oldum artık, uykuya kü-
stüm... Her gün aynı rüyayla uyanmak canımı acıtır oldu.
Hepimiz bir arada otururken „Hadi, Serhat‘ı çağırın. Sofra hazır.“ diye ses-
leniyor Babam ve her seni çağırdığımızda mutfaktan sensiz dönen biri...
Bundan sonra senin rızkın Cennet‘te İnşaallah... Yoksa soframıza gelmeyi-
şin bu yüzden mi Abim? Sen yine de uğra... Uğra ki bir nebze de olsun
gülsün bacının yüzü, görsün yüzünü, duysun sesini...
Bacın seni çok özlüyor Şehidim... Çok özlüyor...
Çok zormuş sensizlik ve çok zormuş görememek, duyamamak seni...
Sen benim sırtımı yasladığın dağdın, „gel“ desem gelirdin.
Sen gittin ama bak Şehidim, senin gibi iki dağım daha var. Onlar gelecek-
ler, yine yalnız değilim...
Seni çok seviyorum ve çok özlüyorum Şehidim...
Allah (c.c.)‘ın selamı senin ve senin dava arkadaşlarının üzerine olsun!
- Bacın Ayşe -
„Her gün aynı rüyayla uyanmak
canımı acıtır oldu Şehidim...“