mahya | eylül 2016 | sayı 85 | özel - page 54

53
Can Ağabeyim...
Hamza yürekli Şehidim...
Gene yaptın yapacağını ve gittin...
İki sene önce bizi buralarda bırakıp, yanıp tutuştuğun vatan topraklarına,
şimdi de ebedi gurbette bırakıp bizleri cennete gittin be Şehidim...
Ne zormuş canından, kanından, yüreği bir çarpan, aynı şeylere gülüp,
aynı şeylere kızan insanın, kardeşin vefaat haberini almak?!
Sonunda bize bunu da öğretip gittin...
Gözümüzü yaşlı bırakıp, sol yanımızı dağlayıp gittin...
Olsun be abim... Sen gülerek gittin...
Ne dersin? Bize de nasip olur mu Azrail‘i böyle gülümseyerek karşılamak?
Ve nasip olacak mı bize de böyle kutlu bir dava uğrunda, gözümüzü
kırpmadan ruhumuzu Rahman‘a teslim edip, Al Bayrağımıza sarılıp ebedî
istirahatgâhımıza çekilmek, yanına gelmek, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)‘in
sancağı altında buluşmak?
Biliyon mu? Yanına gelirken korkmadım değil...
Seni ne hâlde göreceğimi, yüzüne bakma cesaretini toplayıp toplayama-
yacağımı bilmemek çok korkuttu beni.
Ama yüzünü gördüğüm o ân içimdeki bütün korkular, endişeler,
yerini buruk bir mutluluğa bıraktı. Yüzündeki o gülüş, bu dünyalık hiç
birşeye değişilmeyecek kadar güzeldi abim...
Ve unutturdu -bir an da olsa- o yüreğimi dağlayan hüznü.
Ne güzeldi o içten, ferah gülüşünü görmek...
Ne güzeldi o mis kokunu ciğerlerime çekmek...
Şehadet sana çok yakışmış canım abim...
Tabutunu omuzlarımızda taşırken tabutun içinden bize gülüşün,
adeta „Gittiğim yeri bilseniz, ah bir görseniz, bir an bile durmaz, şehadet
için daha fazla çabalarsınız.“ deyişin gözümün önünden gitmiyor...
Yokluğunu, gelmeyeceğini, seni dünya gözüyle bir daha göremeyeceğimi
kabullendim diyordum, öyle sanıyordum...
Öyle ya, aklı olan anlamaz mı?
Hâlbuki hiç de öyle değilmiş abim...
Akıl işi değilmiş bu, bunu da öğrettin.
mahya
güncel
„Bu gidiş bize de nasip
1...,44,45,46,47,48,49,50,51,52,53 55,56,57,58,59,60,61,62,63,64,...120
Powered by FlippingBook