54
Satır satır, sayfa sayfa seni ve kocayürekliliğini anlatırken seni dünya
gözüyle bir daha göremeyeceğimi anlayamadığımı, kabullenememiş
olduğumu anladım...
Yok abim yok... İsyan değil bu sözlerim Elhamdülillah.
Hükmü veren belli...
Yakışır mı bize isyan?
Hüzün işte bunları söyleten... Ve hasret.
Son nefesime kadar sürecek, Allah‘ın izniyle cennette sona erecek
bir hasret.
Gülümseyerek, içim ferahlamış bir şekilde uyanmama sebep oluyor
rüyalarımdaki gelişin...
Arayı açma, hasretinle yüreklerimizi dağlama olur mu abim?
O gül yüzünden bizleri mahrum eyleme, az da olsa hasret giderelim.
Bana çok şey öğrettin abim... Sana çok şey borçluyum.
Belki biraz da ondandır bu hüzün. Ne dersin?
Vefa borcumu ödeyemeden ayrılışındır belki de hüznümü arttıran.
Bu hüzne hüzün katan biraz da, yeğenin Hamza‘nın seni hatırlayama-
yacak olması abi... Hatırlayamayacak ama tanıyacak o Hamza yürekli
amcasını... Ve bilecek gösterdiği kahramanlığı, bayrağını kanıyla boya-
manın ne demek olduğunu. Ve öğrenecek, vatanın ne olduğunu.
Sen ve senin gibi yiğitler... İyi ki varsınız abim...
Sizler o gece o yürekliliğinizi gösterip sokaklara inmeseydiniz vay
bizim hâlimize, vay ülkemizin hâline ve vay ümmetin hâline...
O gece yanınızda olamadığımız için ve eni istemeyerek üzdüğüm
zamanlar için hakkını helal et olur mu?
Bu kutlu davada bizleri de yanına çağırmayı unutma...
Ve selam söyle sancağı altında buluştuğunuz
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)‘e ve şâhınız Hz. Hamza (r.a.)‘a...
Bol bol selam söyle ve bizi orada bekle...
- Garındaşın Harun -
olacak mı abim?..“