43
„41 yaşında tuttun nöbetini
Oğlum...“
mahya
güncel
Serhatım... Can Yavrum... Ciğerparem... İlk gözağrım...
Duygularımı kağıda nasıl dökebilirim ki...
İçimde yanan volkanı açığa vuramıyorum.
Hasretin her geçen gün daha da artıyor.
Ama Rabbimin emrine sonsuz şükürler olsun. Biz ne kadar hasretle yansak
da her zaman şükür ve sabredenlerden oluruz İnşallah.
Yavrum...
Doğduğunda dünyaları bize bahşetmişti Rabbim.
Baban adını Serhat koymuştu. Sınırda nöbet tutan asker demekti Serhat...
Sen de 41 yaşında tuttun nöbetini Oğlum.
Askerlik yapamadım diye ne kadar da üzülmüştün...
Halbuki Rabbim sana ne güzel bir makam hazırlamış da bizim haberimiz
yokmuş.
41 yıl sonra Vatan dedin, Bayrak dedin, Din dedin, evde durma zamanı
değil dedin ve çıktın o canından çok sevdiğin Al Bayrak uğruna.
Ve yine o çok sevdiğin Al Bayrağa sarılmış olarak geri geldin...
Bu kadar mı aşıktın bayrağımıza Yavrum?
Aşık maşukuna kavuşmuştu işte o gün...
Seni sarıp sarmalayan Al Bayrağımız bugün baş ucunda nazlı nazlı
dalgalanıyor...
Rabbim bütün şehitlerimizle beraber kabirlerinizi pürnûr, makamlarınızı âli
eylesin...
Sen ciğerparemi ve bütün şehitlerimizi Peygamber Efendimiz (s.a.v.)‘e
komşu eylesin...
Sen rahat uyu Şehidim...
Arkanızdan daha çok Serhatlar yetişiyor Allah‘ın izniyle...
Sen rahat uyu Şehidim...
Bak gör, milletimizde bu din, iman ve vatan aşkı oldukça ezanlarımız din-
meyecek, vatanımız bölünmeyecek, kanlarınızla suladığınız Al Bayrağı-
mız‘ı indirmeye Allah‘ın izniyle kimsenin gücü yetmeyecek.
Ruhun şâd, makamın Cennet-i Âlâ‘da, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)‘in
sancağının altı olsun Yiğit Yavrum, Şehit Kuzum...
- Annen Kezban -