mahya
din
ALLAH YOLUNDA
.
A
llah yolunda öldürülenlere
“ölüler” demeyin. Bilakis on-
lar diridirler, lâkin siz anla-
yamazsınız.
(Bakara, 154)
Bu ayet, Bedir Savaşı’ndan önce nazil oldu.
Yani İslam’ın birnevi ölüm-kalım mücadele-
sine dönüşen bir savaşın arefesinde Rabbi-
miz şehadetten söz ediyor, mü’minlerin ha-
yata ve ölüme bakış açılarını ilahi bir pers-
pektife ayarlıyor.
Seyyit Kutub Fi Zilalalil Kur’an’da, dilin ve
dudağın hareketi ile Allah yolunda öldürü-
lenlerin ölü olarak zikredilemeyeceğini, on-
ların bizzat diri olduklarını tefsir eder. Diri-
likleri sebebiyle şehitlerin yıkanmayacağını,
kefenlenmeyeceğini, şehitlerin Allah yo-
lunda gayret sarfederken tertemiz oldukla-
rını beyan eder. Bununla birlikte Allah’ın
(c.c.) onları nimetlendirdiğini ve taltif edil-
diklerini açıklar.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de
“Cennete
giren hiç kimse yeryüzünde ne kadar nimet
gark olsa da dünyaya tekrar dönmeyi iste-
mez, yalnızca şehitler müstesna.”
buyurur.
Rivayette Rabbimiz şehide sorar; “
Ne istersi-
niz?”
Şehitler:
“Ey Rabbimiz, ne arayalım, sen
bize hiç bir kuluna nasip olmayan nimetler
bahşettin”
derler. Yüce Rabbimiz tekrar so-
rar ne istersiniz diye... Şehit isteksiz bırakıla-
mayacağını anlayınca;
“Ey Rabbimiz, bizi
tekrar dünyaya döndürüp ölünceye kadar se-
nin yolunda cihad ettirmeni diliyoruz.”
diye-
rek Yüce Rabbimize isteklerini bildirirler.
Hadis-i Şerifin devamı, Rabbimizin şehitleri
dünyaya döndürmeyeceğini ifade etmesiy-
le biter.
Diğer bir Hadis-i Şerifte de
“Şehitler on defa
dünyaya döndürülüp şehit edilmeyi isterler.”
buyuran Peygamber Efendimiz (s.a.v.), şe-
hitlerin, şehadetin yüceliğini gördüklerini
ashabına anlatır.
Allah yolunda ölmek, yani şehid olmak sıra-
dan bir ölüm gibi değildir. Bu sebeple şe-
hidlere “ölüler” demek, yani onların ölüp
yok olduklarını düşünmek yanlıştır; aksine
onlar diridirler; fakat insanlar bunu fark
edemez, onların canlı olduğunu hissede-
mezler. Taberî ayeti şöyle yorumluyor:
“Çünkü ölü, hayatı bitmiş, duyuları yok ol-
muş insanlardır; bu sebeple de hiçbir şekil-
de hiçbir şeyden lezzet alamaz, hiçbir nime-
ti algılayamaz. Halbuki sizden veya diğer
kullarımdan biri benim yolumda katledil-
mişse böyleleri benim nezdimde diridirler;
onlar, bol nimetler, geniş rızıklar içinde
mutlu bir hayat yaşamaktadırlar...”
Fahreddin er-Râzî tefsiri de şöyledir:
“Sabır gösterip namaz kılarak dinimi yaşat-
ma konusunda benden yardım isteyin. Bu
hususta düşmanlarıma karşı mallarınızla,
bedenlerinizle savaşmanız gerekir de bunu
yaparken canlarınız telef olursa zannetme-
yin ki kendinizi zayi ettiniz! Aksine iyi bilin ki
ölenleriniz benim nezdimde diridirler.”
Bazı Mu’tezile bilginleri buradaki ölüm keli-
mesini ‘yoldan sapma’, diriliği de ‘doğru yol-
da olma’ anlamında yorumlayarak âyeti,
“Allah yolunda can verenlerin yoldan sap-
mış, yanlış yolda ölmüş kimseler olduğunu
düşünmeyin; onlar doğru yolda ölmüşler-
dir.” şeklinde açıklamışlardır.
Aynı şekilde âyetin şehidler hakkında ‘ölüler’
diyerek uluorta konuşmanın doğru olmadı-
ğını, onlardan saygıyla söz edilmesi gerekti-
ğini belirten mecazi bir anlam taşıdığı da
ileri sürülmüştür. Fakat gerek er-Râzî gerek-
3521