17
„Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” de-
meyin. Bilakis onlar diridirler, lâkin siz an-
layamazsınız.”
(Bakara, 154)
Anlatılır ki; Kral Nemrud, Hazreti İbrahim‘in
ateşe atılması için emir vermiş. İbrahim Pey-
gamber‘i yakmak için büyük bir ateş yakılmış.
Ateş o kadar büyükmüş ki, çocuklar bulutların
bile tutuşacağından korkmuş. Ateşe atmak
için ağzında bir dal parçası ile uçan karga, yer-
de bir karıncanın bir damla su ile ateşe doğru
koştuğunu görmüş. Karga karıncaya„Nereye
koşuyorsun o su damlasıyla?“ diye sormuş.
Karınca da„İbrahim‘i yakacak ateşi söndürme-
ye“ karşılığını vermiş. Karganın gülüp„Ateşi
gördün mü sen? O bir damla ile mi söndüre-
ceksin?“ demesi üzerine, su taşıyan karınca,
„Olsun, hiç olmazsa safımız belli olur.“ karşılı-
ğını vermiş.
Ülkemizi yakmak için 15 Temmuz 2016‘da çok
büyük bir ateş yakıldı. Hedef belliydi. Hakk‘
tan, haklıdan, milli iradeden yana olan herkes
ve herşey yakılıp yok edilecekti. Yukarıdaki
kargaya benzer türlü türlü mahluk ağızlarında
odun parçalarıyla koştular bu yangına. O kar-
gaları besleyenler öyle eğitmişlerdi zira. Bir
başka tür mahluk ise ya kafasını kanatlarının
arasına aldı, ya da kuma soktu. Yangından ge-
riye ne kalırsa onun yanında yerlerini almak
üzere pusuya yattı. Ama hesap edilmeyen bir
şey vardı; milyonlarca karınca, ağızlarında bir
damla su ile o yangını söndürmeye koştu. İşte
Şehadet şerbetini içen Serhat Önder karde-
şim de o karıncalardan biriydi. Hem de en ön-
de olanlarından, hem de diğer karıncalara yol
gösterenlerinden...
Serhat kardeşimiz Almanya‘da doğmuş, ama
yüreği vatan sevgisiyle, insanlara daha fazla
nasıl faydam dokunur hissiyle atan bir karde-
şimizdi. Onu Türkiye‘ye çeken vatanına duy-
duğu derin sevgi, Kızılay‘a çeken ise insanlara
yardım etme arzusuydu. O vatanından uzak
olmanın ne demek olduğunu biliyordu. Ço-
cuklarının da aynı „yabancılık“ duygusuyla bü-
yümemesi için Türkiye‘ye döndü. Ülkesine dö-
ner dönmez de Kızılayımız ile bir araya geldi.
Ben O‘nun gözünde„kararlılığı, yiğitliği“ gör-
düm. Hemen„iyilik saflarımıza“ katıldı ve var
gücüyle de koşmaya başladı. Ta ki o geceye
kadar.
Serhat kardeşim yerinde duracak, olup biteni
seyredecek, ona göre saf belirleyecek bir mi-
zaca sahip değildi. Anlatılır ki; kardeşi ve bir-
kaç arkadaşı ile birlikte Almanya‘da ölümü
göze alıp, binlerce bölücünün yaptığı bir eyle-
me karşı durmuştu. Aynı şekilde Türkiye‘de de
öncelikle ailesini yanına alarak yine binlerce
hainin terörist kalkışmasına karşı durdu. Ken-
di Meclisi‘ni, kendi karargâhını bombalayan
uçaklardan korkan 12 yaşındaki oğlu Aytuğ‘u
İstiklal Marşı‘nın ilk dizeleriyle, yani „KORKMA,
Dr. KeremKINIK
/ KızılayGenel Başkanı
Serhat Önder
.
mahya
bizden
